İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
10 Temmuz 2025, Per
  1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Muharrem Ayına Lezzetli Bir Dokunuş: Aşure Tarifi ve Hikâyesi

Muharrem Ayına Lezzetli Bir Dokunuş: Aşure Tarifi ve Hikâyesi

featured
service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Aşure Geleneği Binlerce Yıldır Birlik ve Paylaşımın Simgesi Olmaya Devam Ediyor

Tatlı mı, çorba mı? Sıkça tartışma konusu olsa da, aşure, binlerce yıldır insanların sofrasında yer bulan, anlamı derin, lezzeti zengin bir gelenektir. Her yıl hicri takvime göre Muharrem ayının 10. günü, yani Aşure Günü, sadece bir yemek değil; dayanışma, birlik ve beraberliğin simgesi olarak kutlanıyor.

Geleneksel olarak evlerde pişirilen aşureler, komşulara, akrabalara, yoldan geçenlere ikram edilerek toplumsal bağları güçlendiren bir kültürel pratik olarak önemini koruyor. İçinde onlarca malzeme barındıran bu özel tat, sadece mutfakta değil, kalplerde de iz bırakıyor.

www.ankarahaberler.com Tatlı mı çorba mı olduğu sık sık tartışma konusu olan aşurenin seveni de sevmeyeni de çoktur. Bu gelenek binlerce yıldır İslam toplumlarında devam eder.


Aşurenin Doğuşu: Nuh’un Gemisinden Sofralarımıza

Aşurenin hikâyesi, Hz. Nuh’un gemisine kadar uzanıyor. Rivayete göre, tufan sona erdiğinde Nuh Peygamber’in gemisi Cudi Dağı’na oturur. Gemide bulunanlar açlıkla karşı karşıya kalınca, kalan son malzemeleri bir tencerede karıştırıp bir yemek pişirirler. Bu karışım, zamanla “aşure” adını alır.

Gemide ne kaldıysa; bakliyatlar, meyveler, kuru yemişler… Her şey bir araya gelir ve farklılıkların uyumla birleştiği, anlam yüklü bir lezzet doğar.

Bu yönüyle aşure, çok kültürlülüğü, bir aradalığı ve hoşgörüyü simgeler. Anadolu’nun her köyünde, her mahallesinde komşular arasında paylaşılarak pişirilir. Çünkü aşure sadece mideye değil, gönüllere de hitap eder.


Aşure Neden Bu Kadar Zengin Malzemelidir?

Aşure, içinde bulundurduğu onlarca farklı malzemeyle bolluğun ve bereketin temsili hâline gelmiştir. Tarifteki malzemeler bölgeden bölgeye değişse de ortak bir kültürel bilinçle şekillenmiştir. Bu çeşitlilik, tıpkı toplumun çeşitliliği gibi; farklı tatların bir araya gelerek uyumlu ve besleyici bir birliktelik oluşturması tesadüf değildir.

Kimi evlerde aşureye gül suyu, kimilerinde nar, bazı yerlerde ise kuru kayısı ve portakal kabuğu eklenir. Ancak hangi malzemelerle yapılırsa yapılsın, aşurenin temelinde niyet, sevgi ve paylaşım vardır.

Muharrem ayı boyunca pişirilen bu lezzetli tatlı, özellikle Aşure Günü olan Muharrem’in 10. günü ikram edilir. Her evden bir koku yükselir, her kapı çalınır ve tabaklar birbirine gider gelir.


Aşure Gününde Gerçekleştiğine İnanılan Dini Olaylar

İslam inanç dünyasında Aşure Günü, sadece Nuh Peygamber’in gemisiyle anılmaz. Aynı zamanda pek çok önemli olayın bu güne denk geldiğine inanılır. Her ne kadar bu rivayetlerin bazıları zayıf kaynaklara dayansa da, Müslüman halk arasında geleneksel olarak kabul görmekte ve kültürel hafızada yer etmektedir.

İşte Aşure Günü’nde gerçekleştiğine inanılan bazı olaylar:

  • Hz. Musa‘nın Kızıldeniz’i yararak Firavun’un ordusundan kurtulması,

  • Hz. Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na oturması,

  • Hz. Yunus’un balığın karnından çıkması,

  • Hz. Adem’in tövbesinin kabul edilmesi,

  • Hz. Yusuf’un kuyuya atıldıktan sonra kurtarılması,

  • Hz. İsa’nın doğması ve göğe yükseltilmesi,

  • Hz. Davud’un tövbesinin kabul edilmesi,

  • Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in doğması,

  • Hz. Yakup’un görme yetisini yeniden kazanması,

  • Hz. Eyüp’ün hastalığından şifa bulması.

Bu olaylar, Aşure Günü’nün kutsallığını artıran ve halk arasında ona derin bir anlam kazandıran inançlardan sadece birkaçıdır.


Modern Zamanlarda Aşure: Gelenekten Geleceğe

Günümüzde bile aşure geleneği, şehir hayatının hızına rağmen sürdürülüyor. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de; apartman komşuları birbirine aşure dağıtıyor, camilerde kazanlar kaynatılıyor. Belediyeler ve sivil toplum kuruluşları aşure dağıtım etkinlikleri düzenleyerek bu kadim geleneğin yaşamasına katkı sağlıyor.

Ankara Büyükşehir Belediyesi de her yıl düzenli olarak halka açık aşure ikramları düzenleyerek bu kültürel değerin sürdürülmesine öncülük ediyor.

Evlerde büyük kazanlarda kaynayan aşureler, çocukların heyecanla beklediği, yaşlıların duasıyla yoğrulan sofraların baş tacı olmaya devam ediyor. Birliğin, beraberliğin, komşuluk ilişkilerinin pekiştiği bu günler, toplumsal barışa da katkı sunuyor.


Aşure Gününün Sosyal Anlamı

Aşure yalnızca geçmişin hatırlanması değil; bugünün değerlerinin pekiştirilmesidir. Komşuya uzatılan bir aşure tabağı, belki de günümüzde unutulmaya yüz tutmuş olan dayanışma ve yardımlaşma duygusunun yeniden canlanmasına vesile olur.

Bu yüzden her Muharrem ayında yeniden kaynayan kazanlar, sadece yemek değil; tarihle, inançla ve insanlıkla kaynayan bir kültürün de ifadesidir.


📌 www.ankarahaberler.com olarak hatırlatıyoruz: Aşure sadece bir tarif değil, toplumsal hafızanın canlı bir örneğidir. Lezzetiyle olduğu kadar hikâyesiyle de değerli olan bu gelenek, geçmişten bugüne uzanan bir kültürel mirasın taşıyıcısıdır.

Aşure – Trakya Gezi

🍲 Klasik Aşure Tarifi (10-12 kişilik)

📌 Malzemeler:

  • 2 su bardağı buğday

  • 1 çay bardağı nohut (haşlanmış)

  • 1 çay bardağı kuru fasulye (haşlanmış)

  • 10 adet kuru kayısı (doğranmış)

  • 1 çay bardağı kuru üzüm

  • 1 çay bardağı kuş üzümü

  • 5-6 adet kuru incir (doğranmış)

  • 1 portakal kabuğu rendesi (isteğe bağlı)

  • 1 su bardağı toz şeker (isteğe göre artırılabilir)

  • 1 litre sıcak su (gerektikçe eklenebilir)

  • 1 çay kaşığı tuz

  • 1 çay kaşığı karanfil (isteğe bağlı, 1 fincan suda kaynatılıp süzülerek eklenir)

🍮 Üzeri için:

  • Nar taneleri

  • Ceviz içi

  • Fındık veya badem

  • Tarçın

  • Hindistan cevizi

  • Antep fıstığı


👩‍🍳 Hazırlanışı:

  1. Buğdayı hazırlayın:

    Bir gece önceden yıkanıp ıslatılan buğdayı ertesi gün bol suda haşlayın. Suyunu süzüp yeniden sıcak suyla haşlamaya devam edin. Yumuşayıncaya kadar yaklaşık 40-50 dakika pişirin.

  2. Nohut ve fasulyeyi ekleyin:

    Önceden haşladığınız nohut ve kuru fasulyeyi buğdaya ekleyin. 10 dakika kadar birlikte kaynatın.

  3. Kuru meyveleri hazırlayın:

    Kayısı, incir ve üzümleri sıcak suda yumuşatıp doğrayın. İnciri en son ekleyin çünkü rengini koyulaştırabilir.

  4. Kuru meyveleri ekleyin:

    Kuru kayısı, üzüm, kuş üzümü ve portakal kabuğunu karışıma katın. Biraz kaynattıktan sonra doğranmış incirleri ekleyin.

  5. Tatlandırma ve kıvam ayarı:

    Şeker, karanfil suyu ve bir tutam tuzu ekleyin. Kıvamı çok koyu olursa azar azar sıcak su ekleyebilirsiniz. Aşure kaynarken sık sık karıştırın ki dibi tutmasın.

  6. Sunuma hazırlık:

    Aşure kıvam alınca ocaktan alın. Kâselere paylaştırıp ılınmasını bekleyin. Üzerine nar, ceviz, fındık, tarçın ve dilediğiniz süslemeleri ekleyin.


🎯 Püf Noktaları:

  • İncir aşureyi karartabileceğinden en son ekleyin.

  • Aşurenin kıvamı zamanla koyulaşır; sıcak suyla açabilirsiniz.

  • Şeker miktarını damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.

  • Servisten önce en az birkaç saat dinlendirin, lezzeti artar.


Afiyet olsun! Aşureniz bereketli, paylaşımınız bol olsun! 🍀

İsterseniz “geleneksel Osmanlı usulü” ya da “şekersiz, sağlıklı aşure” gibi alternatif tarifler de verebilirim.

Muharrem Ayına Lezzetli Bir Dokunuş: Aşure Tarifi ve Hikâyesi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Ankara Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!