➤ **www.e-haber.net**’in haberine göre
İstanbul 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Acun Ilıcalı’nın da aralarında bulunduğu 8 sanık, yayınlanan milli maçlarda yasa dışı bahis reklamlarına yer verildiği iddiasıyla hakim karşısına çıktı. Duruşmada, televizyon yayıncılığında teknik ve yasal zorunluluklara dikkat çeken sanıklar, suçlamaları reddederek beraatlerini talep etti.
Acun Ilıcalı: “UEFA’nın Yayın Politikasına Müdahale Yetkimiz Yok”
Duruşmaya Acun Ilıcalı, Ebru Atasav Tahrancı, Mustafa Tarık, Bülent Uçak, Aslı Yaşaroğlu, Ümmü Burhan, Burcu Batu Fakir ve Attila Ceciloğlu ile avukatları katıldı. Ayrıca Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Kimlik tespiti yapılan Acun Ilıcalı, mahkemeye yaptığı açıklamada aylık gelirinin 5 milyon liradan fazla olduğunu beyan etti.
Ilıcalı, milli maç yayınlarını UEFA’dan resmi yollarla aldıklarını belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımda ilk defa suçlamayla hakim karşısındayım. Mutsuzum ve acı duyuyorum. Yaptığımız tek şey UEFA’ya başvurmak ve maç almak. UEFA’nın net sözleşmesi var, müdahale etme şansınız yok. Sorumlu kim? Oranın federasyonu. Biz yayıncılık görevimizi yaptık. Maçların yayınlanmasını istedikleri yönünde dün UEFA’dan mektup geldi. Türk halkı milli maçı izlemek istiyor, biz de yayınlamak istiyoruz.”
RTÜK Listesi ve Teknik Zorluklar Vurgulandı
Sanıklardan Aslı Yaşaroğlu, TV8 Genel Müdürü olduğunu söyleyerek, bugüne kadar yayıncılık ilkelerinden sapmadıklarını belirtti. Yaşaroğlu, yayınların teknik sınırlar içinde gerçekleştiğini ve RTÜK’ün “önemli olaylar listesi” kapsamında yer aldıkları için yayınların şifresiz sunulmasının zorunluluk olduğunu vurguladı:
“Bu ne demek? Yani kamuya şifresiz canlı olarak yayınlama zorunluluğumuz vardır. Tercihen değil, zorunluluk olarak yayınlıyoruz. Yayını kesersek yasal suçtur.”
Yayın teknolojileri direktörü Atilla Ceciloğlu ise yasa dışı bahis reklamlarının yayın sırasında mozaiklenmesinin teknik olarak mümkün olmadığını belirtti. Exxen Genel Müdürü Ümmü Burhan da yayınlara yerleştirilen reklamların kendi kontrollerinde olmadığını söyleyerek, teknik yetersizlikler nedeniyle bu tür içeriklere müdahale edemediklerini ifade etti:
“Sözleşme kurallarına uyma zorunluluğumuzdan kaynaklı olarak bu yayınlara müdahale etme imkanımız yoktur. Görevimi icra ederken elimde olmayan sebeplerden dolayı böyle bir suçtan yargılanmak istemiyorum.”
Tanık Zahid Akman: “Yayıncı Kuruluşun Müdahale Yetkisi Yoktu”
Duruşmada tanık olarak dinlenen eski RTÜK Başkanı ve bilirkişi Zahid Akman, TV8’in yayın sırasında söz konusu reklamları engelleme şansı olmadığını söyledi:
“Yayıncı kuruluşun tek seçeneği bu yayını hiç vermemek olurdu. Yayın sırasında müdahale teknik olarak olanaksız.”
Hakimin, “Macaristan maçında bantlama yaptınız mı?” sorusu üzerine söz alan Acun Ilıcalı ise bu girişimin izleyici kaybına ve yayın kalitesinde düşüşe yol açtığını belirtti:
“Bantladık, seyircinin yarısı başka yerlerden izlemeye başladı. Gol tekrarı oldu, faul oldu, yakın çekim oldu, bunları veremedik. Gol oldu mesela, bizim takım sevinirken pilot kamera seyirciyi çekti. Bu da infial oldu. UEFA Başkanı bu konudaki rahatsızlığını Cumhurbaşkanımıza iletti.”
Spor Toto Teşkilat Başkanlığı’nın avukatı, davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme, bu talebi kabul ederek dosyanın bilirkişiye gönderilmesine hükmetti ve duruşmayı 25 Kasım 2025 tarihine erteledi.
İlk Duruşma Sonrası Açıklama: “Adalete Güveniyoruz”
Duruşma sonrası İstanbul Adalet Sarayı önünde basına konuşan Acun Ilıcalı, şu an bile çözüm bulunamayan teknik ve yasal sorunlar nedeniyle mahkeme karşısına çıktıklarını belirtti. Ilıcalı şu ifadeleri kullandı:
“Şu an da bile hiç kimsenin çözüm bulamadığı, birçok kanalda mecburen yayınlanan bahis konusu nedeniyle biz mahkemedeyiz. Ama hayatta böyle şeyler olur, şikayetler olabilir. Sonuç itibarıyla burada en önemli konu, adalete olan güvenimizdir. Adaletimize güveniyoruz ve tabii ki hiçbir suçumuzun ve alakamızın olmadığı bu konuda en kısa sürede beraat edeceğimize inanıyoruz.”
Haberci Yorumu: Yayıncılığın Yasal Sınırları ve Sorgulanan Sorumluluk
www.ankarahaberler.com olarak bu dava, Türkiye’de yayıncılığın karşı karşıya kaldığı teknik sınırlamalar ile hukuki sorumluluklar arasındaki dengeyi yeniden gündeme taşıdı. Teknik olarak kontrol edilemeyen unsurların ceza hukukuna konu olup olamayacağı sorusu sadece medya hukukunu değil, ifade özgürlüğü ve basın sorumluluğunu da tartışmaya açıyor.
Adaletin en doğru kararı vereceğine inanıyor; tarafların ifadesine, teknik uzmanların yorumuna ve kamu yararına dayalı sağduyulu bir çözümün, yayıncılığın geleceği açısından da emsal teşkil edeceğini düşünüyoruz.